Obezitenin Altında Yatan Hastalıklar

Obezitenin Altında Yatan Hastalıklar

Prof. Dr. Mahmut Muzaffer İlhan – Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı

Obezite, günümüzün en yaygın ve en karmaşık sağlık problemlerinden biridir. Birçok insan kilo alımının yalnızca aşırı yeme veya hareketsiz yaşam tarzı ile ilişkili olduğunu düşünürken, bu durumun altında yatan birçok tıbbi nedenin göz ardı edildiği görülmektedir. Obezitenin nedenleri çok yönlüdür ve bazı durumlarda bireyin kontrolü dışındaki hormonal, genetik veya metabolik hastalıklardan kaynaklanabilir. Bu yazıda, obezitenin altında yatan hastalıkları detaylı bir şekilde inceleyecek, farkındalık oluşturacak ve uygun tanı ile tedavi yollarını açıklayacağız.

Obezite Nedir?

Obezite, vücutta normalin üzerinde yağ birikimi ile karakterize kronik bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), obeziteyi “sağlık için risk oluşturacak ölçüde anormal veya aşırı yağ birikimi” olarak tanımlar. Klinik olarak obezite tanısı, genellikle vücut kitle indeksi (VKİ) ile belirlenir. VKİ’nin 30’un üzerinde olması obeziteyi işaret eder.

Obezitenin başlıca nedenleri arasında yanlış beslenme, fiziksel aktivite eksikliği ve yaşam tarzı faktörleri yer alsa da, birçok vakada altta yatan hormonal ve metabolik bozukluklar da ciddi rol oynamaktadır.

Obezitenin Sadece Fazla Yemekle İlgisi Yoktur

Toplumda yaygın olan “çok yemek yersen şişmanlarsın” inancı, her zaman geçerli değildir. Her obez birey çok yemek yediği için kilo almaz. Bazen iştahı doğrudan etkileyen hormonal dengesizlikler, metabolik bozukluklar veya bazı sistemik hastalıklar kişinin kilo almasına neden olabilir. Özellikle dirençli kilo artışı gösteren bireylerde bu hastalıkların varlığı mutlaka araştırılmalıdır.

Obeziteye Yol Açabilen Hastalıklar

1. İnsülin Direnci ve Hiperinsülinemi

İnsülin direnci, hücrelerin insüline karşı duyarsız hale gelmesi ile ortaya çıkar. Vücut, kandaki şekeri hücrelere sokmak için daha fazla insülin üretmek zorunda kalır. Bu durum zamanla hiperinsülinemiye (kanda fazla insülin bulunması) neden olur. İnsülin yağ depolanmasını artırarak obeziteyi tetikler. Türkiye’de ve dünya genelinde obezitenin en sık görülen nedenlerinden biri insülin direncidir.

2. Hipotiroidi (Tiroid Yetmezliği)

Tiroid bezi metabolizmayı düzenleyen hormonları salgılar. Tiroid bezinin az çalışması (hipotiroidi) metabolizmayı yavaşlatır, vücutta su ve yağ tutulumu artır, buna bağlı olarak da kilo alımı kolaylaşır. Hipotiroidisi olan bireylerde halsizlik, soğuk intoleransı, kabızlık ve kilo alımı sık görülür.

3. Cushing Sendromu

Böbrek üstü bezlerinin fazla kortizol salgılamasıyla karakterize edilen bu hastalık, gövdede yağ birikimi, yüzün yuvarlaklaşması (“ay yüzü”), kas zayıflığı ve yüksek tansiyon gibi belirtilerle kendini gösterir. Kortizol, yağ dokusunun artışına neden olur ve insülin direncini kötüleştirerek kilo alımını hızlandırır.

4. Polikistk Over Sendromu (PCOS)

Üreme çağındaki kadınlarda sık görülen bu endokrin hastalık, adet düzensizliği, tüylenme, yumurtlamama ve kilo alımı ile karakterizedir. PCOS hastalarında insülin direnci sık görüldüğü için obezite riski artar. Özellikle karın çevresinde yağlanma belirgindir.

5. Hipotalamus Bozuklukları

Beynin iştah ve enerji dengesiyle ilgili merkezlerinden biri olan hipotalamus, tümörler, travmalar veya inflamatuvar hastalıklar sonucu zarar gördüğünde iştah kontrolü bozulabilir. Leptin hormonu eksikliği veya leptin direnci de hipotalamik obeziteye yol açar. Bu tür hastalarda ani ve hızlı kilo artışı görülebilir.

6. Hipofiz Bezi Hastalıkları

Hipofiz bezinin bazı tümörleri veya hormonal bozuklukları, büyüme hormonu yetersizliği ya da fazlalığı gibi durumlar, metabolizmayı doğrudan etkileyerek kilo alımına neden olabilir. Akromegali ve hipogonadizm gibi durumlar bu kapsamda değerlendirilir.

7. Sürrenal Bez Tümörleri

Böbrek üstü bezinde yer alan tümörler (aldosteronoma, adrenogenital sendrom gibi) hormon dengesizliklerine yol açarak kilo artışına neden olabilir. Kortizol ve aldosteron düzeylerindeki dengesizlikler vücutta ödem ve yağ birikimine sebep olur.

8. Genetik Sendromlar

Bazı genetik sendromlar doğrudan obezite ile ilişkilidir. Bu sendromlar çoğunlukla nadirdir ve kromozomal anormalliklerle birlikte görülür. Örnekler:

  • Prader-Willi Sendromu
  • Laurence-Moon-Biedl Sendromu
  • Down Sendromu
  • Rabson-Mendenhall Sendromu

Bu tür sendromlarda iştah kontrolü yoktur, birey sürekli yemek yeme isteği duyar ve erken yaşta obezite gelişir.

9. Endokrin Pankreas Hastalıkları

Tip 2 diyabet, reaktif hipoglisemi ve hiperinsülinizm gibi pankreas kaynaklı endokrin bozukluklar da obeziteye neden olabilir. Kan şekeri düzensizlikleri sonucu kişi sık acıkır ve fazla yemek yer. Bu da yağ depolanmasını artırır.

10. Uyku Apnesi Sendromu

Gece uykuda solunumun durması ile karakterize edilen bu durum, santral sinir sistemi ve sempatik sinir sistemi üzerinde olumsuz etki yaratır. Uyku bozuklukları metabolizmayı yavaşlatır, hormonal dengeyi bozar ve iştahı artırır. Uyku apnesi olan bireylerde genellikle boyun çevresi kalınlığı da artmış olur.

Çevresel ve Yaşam Tarzına Bağlı Risk Faktörleri

Her ne kadar yukarıda bahsedilen hastalıklar tıbbi nedenler olsa da çevresel faktörler de obezitenin gelişiminde etkilidir:

  • Fiziksel Aktivite Eksikliği
  • Yüksek Kalorili ve Düzensiz Beslenme
  • Yetersiz Uyku ve Stres
  • Sigara Bırakımı Sonrası Ani Kilo Artışı
  • Psikiyatrik İlaçların Kullanımı (Antidepresanlar, antipsikotikler)
  • Kortizon Kullanımı

Bu faktörlerin bir veya birden fazlası obezite riskini artırabilir. Ancak çoğu zaman tıbbi ve çevresel faktörler iç içe geçerek bireyin kilo kontrolünü zorlaştırır.

Tanı ve Değerlendirme

Obezite tanısı koyulurken yalnızca VKİ yeterli değildir. Hekimler, bireyin vücut yağ oranı, bel çevresi ölçümü, biyokimyasal kan değerleri, hormon profili, uyku düzeni, beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite düzeyi gibi birçok faktörü değerlendirir.

Gerektiğinde hormon testleri, görüntüleme yöntemleri (MR, BT) ve genetik taramalar da kullanılabilir.

Tedavi Yaklaşımı

Altta yatan hastalığın tespit edilmesi, obezite tedavisinin temelini oluşturur. Nedene yönelik tedavi planlanmadığı sürece diyet ve egzersizle kalıcı kilo vermek zorlaşır.

Tedavi Planı Şu Unsurları İçermelidir:

  • Hormon tedavisi (tiroid hormon tedavisi vb.)
  • Obezite ve iştaha yönelik GLP-1 tedavisi
  • İnsülin direncini kıran ilaçlar
  • Davranışsal terapi ve psikolojik destek
  • Uyku düzeninin sağlanması
  • Kişiye özel diyet ve egzersiz planı
  • Gerekirse bariatrik cerrahi değerlendirmesi

SONUÇ: Kilo Alımınızı Hafife Almayın!

Her kilo artışı sadece “fazla yemek” demek değildir. Özellikle diyet ve egzersize rağmen kilo veremeyen bireylerde altta yatan hastalıkların araştırılması hayati önem taşır. Endokrin sistem hastalıkları, genetik sendromlar, hormonal dengesizlikler ve metabolik bozukluklar profesyonel bir bakış açısı ile ele alınmalıdır.

Prof. Dr. Mahmut Muzaffer İlhan gibi deneyimli bir Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı gözetiminde yapılacak kapsamlı değerlendirmeler sayesinde, hem altta yatan hastalıklar kontrol altına alınabilir hem de sağlıklı ve sürdürülebilir kilo yönetimi sağlanabilir.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

1. Obezite hangi hastalıkların belirtisi olabilir?
Tiroid hastalıkları, insülin direnci, Cushing sendromu, PCOS, hipotalamus bozuklukları gibi hastalıklar obeziteye neden olabilir.

2. Diyet yapmama rağmen kilo veremiyorsam ne yapmalıyım?
Bu durumda endokrinolojik değerlendirme gerekir. Hormon testleriyle altta yatan hastalıklar araştırılmalıdır.

3. Uyku apnesi obeziteyi etkiler mi?
Evet. Uyku bozuklukları metabolizmayı yavaşlatır ve iştahı artırır.

4. Genetik faktörler kilo almada ne kadar etkilidir?
Bazı genetik sendromlar doğrudan obezite ile ilişkilidir. Genetik yatkınlık da kilo yönetimini zorlaştırabilir.

5. Hangi testlerle obezite nedenleri araştırılır?
Tiroid fonksiyon testleri, kortizol düzeyi, insülin düzeyi, hormon profilleri ve gerekirse genetik analizler yapılır.

Sosyal Medyada Paylaş:

Diğer Merak Edilenler

obezite ve iliskili hastaliklar

Obezite ve İlişkili Hastalıklar

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) obeziteyi, “sağlık için risk oluşturacak miktarda, fazla veya anormal yağ birikimi” olarak tanımlar. Bu tanım, yalnızca estetik ya da fiziksel görünüm