Osteoporoz, halk arasında bilinen adıyla kemik erimesi, kemik mineral yoğunluğunun azalmasıyla birlikte kemiklerin zayıflayıp kırılgan hale geldiği sistemik bir iskelet hastalığıdır. Bu durum genellikle sessiz ve sinsi bir şekilde ilerler ve ilk belirti genellikle kemik kırığı olduğunda ortaya çıkar.
Kemik erimesi, özellikle ileri yaşta kadınları etkilese de erkeklerde de sık görülen bir sağlık problemidir. Tedavi edilmediğinde omurga, kalça ve el bileği kırıkları gibi ciddi sonuçlara yol açabilir.
Makale İçeriği
ToggleOsteoporoz Nedir?
Osteoporoz, kemik kütlesinde azalma, kemik yapısında bozulma ve kemik dokusunun zayıflaması ile karakterize bir hastalıktır. Sağlıklı bir kemik, hem mineral hem de kollajen liflerinden oluşan güçlü bir yapıya sahiptir. Osteoporozda bu yapı bozulur ve kemikler gözenekli hale gelerek dayanıklılığını kaybeder.
Kemikler, sürekli olarak kendini yenileyen bir dokudur. Bu süreçte eski kemik dokusu osteoklast adı verilen hücreler tarafından yıkılır, yerine osteoblastlar tarafından yeni kemik dokusu yapılır. Ancak osteoporozda bu denge bozulur; yıkım hızı üretimden fazla olur ve kemikler güçsüzleşir.
Osteoporozun Belirtileri Nelerdir?
Osteoporoz genellikle belirti vermeden ilerler. Ancak ilerleyen vakalarda şu belirtiler görülebilir:
- En ufak darbede bile kemik kırılması
- Boyda kısalma (3 cm ve üzeri)
- Kifoz (kamburluk)
- Şiddetli bel, sırt veya boyun ağrısı
- Duruş bozuklukları
- Nefes darlığı (omurgadaki basıya bağlı)
Sessiz seyretmesi, osteoporozu “sessiz hırsız” olarak tanımlanmasına neden olmuştur. Birçok hasta, ilk kırığı yaşayana kadar hastalığının farkında olmaz.
Osteoporozun Nedenleri
Osteoporozun gelişiminde birçok faktör rol oynar. Bunlar başlıca ikiye ayrılır:
1. Değiştirilemeyen Risk Faktörleri:
- İleri yaş
- Kadın cinsiyeti
- Menopoz sonrası dönem
- Genetik yatkınlık
- Beyaz ve Asyalı ırk
2. Değiştirilebilir Risk Faktörleri:
- D vitamini eksikliği
- Kalsiyum yetersizliği
- Fiziksel aktivite eksikliği
- Sigara ve alkol kullanımı
- Kortikosteroid gibi ilaçların uzun süreli kullanımı
- Hareketsiz yaşam tarzı
- Düşük vücut kitle indeksi (VKİ < 19)
Osteoporozun Teşhisi
1. Kemik Yoğunluğu Ölçümü (DEXA)
Osteoporoz teşhisi için en sık başvurulan yöntem çift enerjili X-ray absorbsiyometri (DEXA) ile yapılan kemik mineral yoğunluğu ölçümüdür. Bu testte T skoru değeri esas alınır:
- T skoru ≥ -1: Normal
- T skoru -1 ile -2.5 arası: Osteopeni (kemik erimesi başlangıcı)
- T skoru ≤ -2.5: Osteoporoz
2. Laboratuvar Testleri
Osteoporozun altında yatan ikincil nedenleri araştırmak için aşağıdaki tetkikler yapılabilir:
- Kalsiyum, fosfor, magnezyum
- D vitamini (25(OH)D seviyesi)
- Paratiroid hormon (PTH)
- Tiroid fonksiyon testleri
- Karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri
- Cinsiyet hormon düzeyleri (özellikle menopoz sonrası kadınlarda)
3. Radyolojik Görüntüleme
Omurga kırıklarının değerlendirilmesi için röntgen veya MR gerekebilir.
Osteoporozun Tedavisi
Osteoporoz tedavisinde temel amaç, kemik kütlesini artırmak, kemik yapısını korumak ve kırıkları önlemektir.
1. Yaşam Tarzı Değişiklikleri
- Günlük yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı
- Düzenli egzersiz (özellikle ağırlık taşıyan ve direnç egzersizleri)
- Sigara ve alkolün bırakılması
- Düşme riskinin azaltılması (evde güvenli ortam oluşturmak)
2. İlaç Tedavisi
A. Antirezorptif İlaçlar (Kemik yıkımını durduran)
- Bifosfonatlar (Alendronat, Risedronat)
- Denosumab
- Selektif östrojen reseptör modülatörleri (Raloksifen)
B. Anabolik İlaçlar (Kemik yapımını artıran)
- Teriparatid
- Romosozumab
C. D Vitamini ve Kalsiyum Takviyeleri
Kalsiyum ihtiyacı genellikle günde 1200-1500 mg, D vitamini ihtiyacı ise 800-1000 IU’dur.
3. Enjeksiyon Tedavileri (Osteoporoz İğnesi)
- 3 ayda bir, 6 ayda bir veya yılda bir uygulanan enjeksiyonlar
- Yan etkiler ilacın tipine göre değişebilir, hekim kontrolü altında uygulanmalıdır.
Osteoporoza İyi Gelen Besinler
- Süt, yoğurt, peynir
- Brokoli, lahana, ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler
- Soya ürünleri
- Sardalya, somon gibi yağlı balıklar
- İncir, portakal, mantar
- Yulaf ezmesi, badem
Osteoporozdan Korunma Yolları
- Çocukluk ve genç erişkinlik döneminde yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı
- Düzenli fiziksel aktivite alışkanlığı
- Menopoz sonrası yıllık kemik yoğunluğu takibi
- Güneş ışığından düzenli ve kontrollü faydalanma
- Riskli ilaçların (kortizon, bazı kanser ilaçları, epilepsi ilaçları) hekim kontrolünde kullanımı
Osteoporozun Türleri
- Postmenopozal Osteoporoz: Östrojenin ani azalmasına bağlı gelişir.
- Senil Osteoporoz: Yaşlılık dönemine bağlı olarak gelişir.
- Sekonder Osteoporoz: Altta yatan hastalıklara veya ilaçlara bağlıdır.
- İdiopatik Osteoporoz: Nedeni bilinmeyen kemik kaybıdır.
- Juvenil Osteoporoz: Çocukluk döneminde ortaya çıkar.
- Geçici (Transient) Osteoporoz: Özellikle kalça kemiğinde, geçici ve kendiliğinden düzelen türdür.
- Benekli Osteoporoz: Refleks sempatik distrofi sonrası kemiklerde bölgesel kayıplar.
Sık Sorulan Sorular
Osteoporoz ölümcül müdür?
Doğrudan ölümcül değildir ancak yol açtığı kalça kırıkları, hareketsizlik, enfeksiyon ve emboli gibi komplikasyonlar nedeniyle özellikle yaşlı bireylerde ölüm oranlarını artırabilir.
Osteoporoz erkeklerde de olur mu?
Evet. 50 yaş üstü her 5 erkekten 1’inde osteoporoz görülür. Kortizon kullanımı, hormonal dengesizlikler, kronik hastalıklar bu riski artırır.
Kemik erimesi ağrı yapar mı?
Genellikle ağrısızdır. Ancak omurga kırıkları veya mikro kırıklar sırt, bel ve boyun ağrılarına neden olabilir.
Osteomalazi ile osteoporoz arasındaki fark nedir?
Osteoporozda hem organik hem inorganik bileşen kaybı vardır. Osteomalazi ise özellikle mineral kaybına bağlı kemik yumuşamasıdır ve ağır D vitamini eksikliğinde görülür.
Osteoporozu hangi bölüm takip eder?
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon başta olmak üzere Endokrinoloji, İç Hastalıkları ve Ortopedi uzmanları osteoporoz takibinde yer alır.
Sonuç
Osteoporoz, yaşla birlikte artan ciddi bir halk sağlığı problemidir. Ancak erken teşhis, düzenli takip, doğru beslenme ve uygun tedavi ile hem önlenebilir hem de yönetilebilir bir hastalıktır.
Prof. Dr. Mahmut Muzaffer İlhan gibi endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanlarının rehberliğinde yapılacak düzenli kemik sağlığı kontrolleri, olası kırıkların ve yaşam kalitesi kayıplarının önüne geçilmesini sağlar.